Her insan bir dünyadır. Her kültür bir deryadır…Zara’dan Siverek’e emekçiler…
Göbeklitepe: Eskiden de eski. 12 bin yıllık bir tarih ve görkemli bir mimari…
Bakırcılık eskiye dayanan bir meslek. İnsan demir ve bakır maddenini işlemeyi öğrendiğinde çağların hızı biraz daha hızlanmıştır.
Marangoz atölyesi…İnsan emeği, göz nuru…Kalay bakır madeninin uzun süre oksitlenmeden yaşaması için bakır yüzeyine uygulanan işlemdir.Beton doğada yok olmayan ve geir dönüşümü olmayan madde. Dolayısıyla kentlerin betonlaşıp, büyümesi bir gelişme değildir. Doğayla barışık bir inşaat politikası mutlaka gereklidir.Kaç ömür tükendi bu yüzümde.Bingöl Dağları karlıdır, yeşil ve canlıdır….Kar, kış hiç fark etmez. Yürürdük okul yolunda. Çantamız, gocuğumuz ıslanırdı, eldivenlerimiz her biri başka renk…Bir karanlık çöker geceye. Bir de sis… Karanlık da laf mı? Göz gözü görmez…Eski zaman hikayelerinden günümüze ulaşan Kapı Avdo siyah beyaz bir yaşamın sessiz tanığıydı. Kedileri sever, devrimcilere kucak açar, bildiği gibi yaşardı.Asurbanıpal’dan bu yana yırtıcı kuşların uğrak yeridir. En hakim tepede, görkemli bir sutunun başında, yırtıcı bir kuşun gagasını temsil eder. Urfa Kalesi/MancınıklarYoksul sokakların duvar yazılarında en çok satlık yazılarına raslanır. Sırt sırta, iç içe yapılan evlerin genelini göç etmeye hazır kitleleri barındırır. Her an yeni bir göç yola düzülür, yeni bir göç mahalleye gelebilir. Böylesine kıyıda yaşar yoksul kentlerin varoşları. Bu duvar yazıları bir memnuniyetsizlik ifadesidir aslında. Bir evin yazgısı değil, kentlerin yazgısır yazılan…