Her çağın kendine has özellikleri vardır. Taş devri, taşı yontma ile yeni bir evreye girmiş, yontma taş devri başlamıştır. Sonra demir, bakır ve giderek başka çağlar. Şimdi uzay çağındayız. İnsanluk sınırlarını genişleme eğilimindedir. Teknoloji de sınır kalmamıştır, uzayın da sınırı belirsizdir. Ama yüryüzü kalın sınırların cehennemine dönmüştür. Sınırsızlık özlemi yepyeni sınırlar yaratmıştır. İnsan bir yandan kendisine olan benliği sanat yoluyla maddeye aktarma çabasındayken, bir yandan da var olan insan benliği bedende katılaşmaktadır. Böylesi bir pradoksla karşı karşıyayız. Bir süre önce kime ait olduğu yazılmayan bu sanat eserlerini fotoğraflayınca çağımızın katılaşma çağı olduğunu düşündüm. Bu eserler katı olabilir ama bir benlik taşıdıkları anlaşılıyor.