Her gün çok değişik insanlarla karşılaşıyorum. Tanıdık, tanımadık kadrajımda ise konuşuyor, düşünce alış verişinde bulunuyorum. Sokak bir üniversite gibi. Her telden esinti var.
Yoksul mu desen, yoksa zengin mi her türden insan sakakta. Kendilerine korumaya alsalarda sokak herkesi çıplak gösterir.
İnsan neyse odur, gizlenmek ne mümkün….
Piskopat desen, şarhoş/dervis desen her türlü insan. Sadece giyimleri farklı bazen. Sosyal konumuna göre kumaşı da değişiyor elbet…
Cebindeki para, cizdanında ki kredi kartı ve üzerinde ki kariyer şalı hemencecik ele veriyor.
Dedim ya, aslında sokak insanı çıplak gösterir.
Kimse orasını, burasını örtüğüne bakmasın. Her şey çıplak.
Tıpkı kral çıplak olduğu gibi.
Ne yüzünüzdeki boya, ne elinizde ki telefon, ne de arabanızın markası hiç bir şeyi gizleyemiyor.
Neyseniz, o sunuz.
Bir milim ne ileri, ne de geri.
Sokak üniversitedir. Herşeyi insana sunar;öğrenip, öğrenmemek size bağlı.
Sokak yasak dinlemez. Bütün güvenlik önlemlerine rağmen, sıra dışı duranlar çıkar ve biat etmez kimseye.
Ne duvar dinler, ne de bariyer.
Yürür, yürür.
Belki devam eder…
Bilmiyorum yani. Sokaktaki yanılsamalara bağlı…
Belki eski bir öğretmenimi, belki de yeni tanıştığım, Avusturalya’dan gelen bir dosttu…
Ha neredeyse unutuyordum. Düzeltiyorum. Herkes çıplak değil. Üç kağıtçılar çıplak değil. Onların bin bir türlü örtüsü ve maskeleri var…
Bir onları ayırt edemiyorum. Her kesimden var. Üç kağıtçılık bir sosyal sınıf aslında…
Aha yanımdan bir üç kağıtçı geçti, bembeyaz bmv atıyla…
Çok güzel bir yazı olmuş yoldaş. Kalemine sağlık. Sokaklar gerçek yaşamdır. Bunu en iyi bizim gibi sokakta büyümüş,sokakta oynamış,sokakta sevmiş ve sokakta dostluğu ve arkadaşlığı görmüş bir nesil anlar. Hatırlattığın için teşekkürler.
BeğenLiked by 1 kişi