Bilinmez yol

Suriye’de yaşanan iç savaşta il ve ilçelerin el değiştirmesi, insani kriz ve büyük dramlara neden olduğunu, çok sayıda insanın evlerini, mal ve mülkünü terke ederek bilinmezliğe göç ettiğini gördüm, acılarına tanığı oldum. Önce rejim karşıtı Araplar, sonra Kürtler, Şii Türkmenler göç ettiler. Ermeniler, Süryaniler, Ezidiler ve başka inanç grupları can havliyle kendilerini en yakın sınıra attılar.

Canlarını kurtaranlar, çok zor şartlarda kamplarda, yollarda, açık alanlarda sabahladılar, günlerce ateşin sönmesini, acıların dinmesini beklediler. Ama ne ateş söndü, ne de acılar dindi. Rejim vurdu, muhalifler vurdu, daiş vurdu, hegomonik devler vurdu, vurmayan kalmadı yani.

Herkes acıdan, yangından nasibini aldı ve Suriye bir savaş ülkesine döndü. 6 milyon 500 Süriye vatandaşı ülkesini terk ederken, sekiz yılda 1 milyon kişi hayatını kaybetti.

Yaşanan acıların tarifi ve büyüklüğünü tahmin etmek bile güç. Binlerce Suriyeli denizlerde boğuldu, halen de boğulmaya devam ediyor.

Dolayısıyla Suriye kanayan bir yara olmaktan öte bir hal aldı. Savaşların en korkuncu yaşandı, yaşanıyor. Sonuç nereye varır, bilinmez. Bilinen o ki acılar kabuk bağlamadan, yeni acılar giriyor devreye. Ateş küllenmiyor, harlanıyor çarçabuk.

2015 yılında Urfa Akçakale sınırında çektiğim

68132-420-tfsf-uQ8Hr

fotoğraf;

2019 Gölcük Belediyesi – Gölcük Fotoğraf ve Sinema Sanatı Derneği (GFSD) 5. Uluslararası ”Göç” Konulu Fotoğraf Yarışmasında sergilemeye değer bulundu.

Çok önemli bir başarı değil. Ama sizinle paylaşmak istedim.

Çünkü bu fotoğrafı çekerken, birileri fotoğraf çekmekmemden rahatsız olmuş, ölümle beni tehdit etmişti.

Beni tanıyor musunuz diye sorduğumda adımı ve soyadımı vererek, tehditlerine devam etmişti.

Peki neden rahatsız oldunuz sorusuna “Sen bilirsin” demekle yetinmişti.

Aradan dört yıl geçti. Bu fotoğraf birincilik filan almadı ama sergilemeye değer bulundu.

Benim için sonuç çok önemli. Çünkü çektiğim fotoğraf için ölüm tehdidi almıştım. Sanırım birileri yaşanan bu insani krizden ben ve benim gibi insanları sorumlu görmüştü.

Oysa ben insanların rengine, dinine, diline göre değil, insani kriz boyutunu mercek altına almış, fotoğraflayarak dünyanın ilgisini çekmeyi hedeflemiştim. Göç edenlerin, sığınanların kimliği benim için geçerli bir sebep değildi.

Göç etmeleri, evlerini, varını yokunu terk etmeleri bende derin izler bıraktığı için, bin bir tehlikeyi göze alarak fotoğraflamıştım. Çünkü sınırın diğer tarafında halen çatışmalar devam ediyor, her an üzerimize bir bomba düşme ihtimali altında fotoğraf çekiyordum.

Savaştan kaçanların acıları yüreğimde hissettim. Onlar için bir şey yapamadım, ekmeğimi paylaşamadım ama o gün çektiğim fotoğrafın dünyanın gündemine taşınması için küçük bir adım attım.

Beni ölümle tehdit edenler ne yaptı o insanlar için.

Acılarını izleyerek, kendilerine bir dünya mı yarattılar yoksa ekmekleri mi paylaştılar?

Takdir sizin.

Hiç bir insan bu acıları hak etmiyor.

İnsan,insanla hayata tutunur. Savaş, çatışma, baskı, göçertme hiç bir zaman insanı yüceltmedi, acılarını azaltmadı.

Bu bilinçle fotoğrafı çektim, bu gün de bu bilinçle insanlarla paylaşma gereği hissediyorum.

Yolu Gölçük Kocaeli’ye düşünler, 16 Kasım’da Kazıklı Kervansaray Kültür Yapısı Sergi Salununda saat 18.00 ‘da sergi açılısı yapılacak. Ödüllü fotoğraflardan oluşan toplam 50 fotoğraf izleyicinin beğenisine sunulacak.

Yarışmada dereceye giren fotoğraflara ulaşmak için lütfen tıklayın.

http://fotograf-yarismalari.com/sonuc/yarisma_detay_sonuc_2019.asp?s=420&yil=2019

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s