Zamanın küllerinden doğmak:

Nemrut Krater Gölü…

Fotoğraf çalışırken, tarihin karanlık koridorlarından kalan Nemrut ismi ile adlandırılan yerler hep ilgimi çekmiş, merakımı depreştirmiştir. Bu nedenle Nemrut ile anılan yerleri zaman zaman  görmeye gider; fotoğraflamaya ,adlarının arkasındaki giz perdesini aralamaya çalışırım.

Nemrut olarak adlandırılan yer bir tane değil, birden fazla Nemrut’la anılan yer söz konusu. Nemrut, kimi zaman tarihsel bir kişilik  ya da zalim bir hükümdar olarak karşımıza çıkarken, kimi zaman da dağ ve yer ismi olabiliyor.

Adıyaman Kahta sınırları içindeki dağ, Bitlis Tatvan’da bulunan Krater Gölü  aynı isimle yani Nemrut ile anılsa da zaman ve mekanları çok farklı. Keza aynı şey Urfa’ da anlatılan Hz. İbrahim efsanesinde ve çok eski  tarihi bir kalıntıya verilen Nemrut Tahtında isminde öne çıkıyor.

 Nemrut Efsanesi Urfa’da farklı, Bitlis’te farklı dile getiriliyor olsa da, bazı ortak yönleri var. Asırlardır dilden dile dolaşıp anlatılan ve nesilden nesile söylence böylelikle varlığını sürdürüyor. Büyük bir ihtimalle Mezopotamya ve çevresinde onlarca yerin ismi Nemrut olarak biliniyor ya da adlandırılıyor. Bahsettiklerim yerler sadece öne çıkanlar. Başka yerlerde de Nemrut adını alan yerler var.

Bütün adlandırmalarda Nemrut zalim bir hükümdar ve kendini Tanrı gören bir kişilik olarak öne çıkıyor. Söylencelerde dile getirilen Nemrut, M.Ö 2100 yıllarında yaşayan Babil Kralı  olarak biliniyor. Ancak söylencedeki Nemrut Babil Kralını  aşmış durumda. Babil Kralı yaşadığı tarih diliminde halkına, komşu halklara bir çok topluma kan kusturarak, insanlık dışı zalimane yönetimi ile kendisini ölümsüz yani Nemır ilan etmiş ve adı Nemrut olarak  kalmıştır.  Ancak Nemrut yakıştırması zamanla hükümdarların, kötü yöneten kralların ve kendini Tanrı Kral gören yöneticilere verilen isim olarak tarihe mal olmuştur.

Bir kaç yıl önce gezip, gördüğüm yerler arasında olan Nemrut Krater Gölü ismiyle kafamda soru işareti bırakmış ama güzelliği ile hayranlık uyandırmıştı.Ve üstelik krater havzasında cam gibi parlayan,  siyah taşları incelerken, avucumu oldukça derin kesmiş,  gezi boyunca acı ve sevinci bir arada yaşamış,  krater gölünün dingin havasının  güzel tadında kıvranarak  seyahatı sonlandırmıştım.

Aradan sekiz yıl geçti.  Bu yıl uzun sayılabilecek bir seyahat gezisinden sonra Tatvan’da mola verdiğimde, Krater Gölüne gitme isteğimi bastıramadım. Hem avucumda oluşan derin kesiğin acısını, hem de krater gölünün nefis havasını yeniden nefesimde hissettim.Krater Gölünün yolunun kötü ve çetin olmasına rağmen gitmekten kendimi alıkoyamadım.

Krater Gölünün adının Nemrut olması da  burayı tekrardan görmeme neden oldu sanırım.  Gölü görmek için Tatvan ilçesinden özel araçla zorlu bir yolculuk yaptıktan sonra varılıyor. Yolun oldukça kötü olduğunu da belirtmek gerekiyor.  Bu bir avantaj mı belki de?

Çünkü insan elinin değdiği her yer tükeniyor.  Güzellik metalaşıyor ve kapitalimin ölüm öpücüğü ile pazarlanmaya başlanıyor. Pazarlama olanakları artıkça tüketim artıyor, tüketim artıkça ilgi fazlalaşıyor ve doğanın ölümü gerçekleşiyor.

(8).jpg

Neyse ki Nemrut Krater Gölü henüz Kapitalizmin ölüm öpücüğüyle tanışmış değil. Yol kolay ulaşma yöntemi ama gerçek şu ki insanlar gittiği, gördüğü yeri mahvediyor, çöplük haline getiriyor. Bu nedenle bazen kendi kendime acaba bura ve benzer yerlere yol yapılmasa daha mı iyi olur diye düşünüyorum?

Düşüncemin gerçekçi olmayacağını da bilerek, belki başka yöntemler bulmak gerekir diyorum içimden fikir jimnastiği yapıyorum.

Bu eşsiz doğa parçasına insan vardığında yazın ortasında serin bir mikroklimal iklim insanı karşılıyor. Suyun berraklığı ve temizliği tek kelimeyle olağanüstü. Su firmaları duymasın ama sanırım şişe sularından daha temiz ve leziz…

Hoş bir mavilik ve ilginç bir kaya dokusu var. Çevrede kendiliğinden yetişen yabani kavaklar yer yer bir orman dokusu oluşturmuş. İnsan eliyle yetiştirilen ağaç pek yok gibi. Hatta var olan ağaçlar insan eliyle yok edilmiş. Asırlar öncesinden bize kalan göl havzası maalesef  olması gerekenden daha az yeşil. Oysa buranın bin bir renkli bahçe gibi olması gerekiyordu.

IMG_20210809_132123.jpg

Krater Gölü, yeksekliği yer yer 3000 metreyi aşan dağın valkanik patlamasından oluşmuş. Oldukça geniş bir alanda oluşan devasa çukurda abayrı bir hayat filizlenmiş, dört tarafı dağlarla çevrili olduğu için de su kaynakları göle akmaya ve harika bir gölün oluşması tamamlanmış.Nemrut Krater Gölü deniz seviyesinden 2247 metre yükseklikte olup, dünyanın ikinci büyük krater alanına sahip. Suyun derinliği 100 ile 150 metreyi buluyor. Yan yana bir kaç göl var. Ilık suyun olduğu göl, volkanın halen altan alta aktif olduğunun kanıtı. Aynı zamanda buhar bacaları da zaman zaman volkanik gaz sızıntısı gözlemleniyor.

Şimdilik uyuyan volkanik yapı durumunda. Bir daha harekete geçer mi  bilmiyorum. Bu kısım Jeologların işi. Şimdilik tehlike yok gibi duruyor.

Krater Gölü Tatvan’dan 20 km uzaklıkta bulunuyor. Krater Havzasında herhangi bir yerleşim yeri yok. Kirlilik dışardan gelen insanların eliyle oluşuyor. Yolun kötü olması gelenlerin sayısını düşürse de, turuistlerin ilgisini çekmeyi başarıyor. Çok uzak ülkelerden gelen meraklılar onbinlerce yıl önce  oluşan volkanik kraterin güzelliğini görerek,mest olarak geri dönüyor.

Göl Kenarında kamışlarla örtülmüş bir iki kulubede közde kaynayan çayın tadı, gölün berrak ve kireçsiz suyundan kaynaklanıyor. Bu nedenle kesinlikle gölün maviliğinde, serin esinti eşliğinde bir çay içmeden ayrılmayın derim.

Burayla ilgili efsane ise Nemrut’un karakterini yansıtıyor. Söylenceye göre Nemrut burada eşsiz bir saray yaptırıp, en ulaşılmaz yerlerde yaşıyormuş.

IMG_20210809_130416.jpg

“Zalimliği ile tanınmış olan Nemrut adında bir kral çevresine dehşet saçarmış.Kral, Bitlis dağlarının en yüksek tepesinde yaptırdığı kalede yaşarmış. Kral Nemrut’un kalesinde kendi adı ile anılan “Nemrut’un sönmez ateşi” yanarmış. Bu ateş hem insanlara korku, hem de biat etmelerini sağlıyormuş. Bu nedenle halk buraya Nemrut Dağı adını vermiş…O gün bu gün Nemrut Krater Gölü çevresinde yer alan en yüksek dağa ve oluşan göle Nemrut adı verilmiş.”

Kaynak: NEMRUT VOLKANI VE KRAL NEMRUT’UN EFSANESİ Özgür KARAOĞLU Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Meşelik Kampüsü, Eskişehir (ozgur.karaoglu@ogu.edu.tr) Sinan KILIÇ Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Van (sinankilic@yyu.edu.tr)

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s