PİRÎN GÜNCESİ

Kolaj: Independent Türkçe

Yıllardır, halkın günlük hayatta Semsur dediği Adıyaman‘a gidip gelirim. Çok fotoğraf, çok hikaye biriktirmişliğim söz konusu.

Adıyaman’ın benim için sihirli bir havası, dikkatimi çeken tarihi geçmişi var. Mezopotamya genelinde var olan dağ, ova ve nehir kültürünün en canlı yaşandığı yerlerden biri olduğunu söyleyebilirim.

Bu özelliğini Fırat Nehri’ne ve Orta Toros sıra dağlarına borçlu olan kentte müthiş bir tarihi doku günümüze ulaşmış.

Bölgede “Hititler, Hurriler, Kummuh, Asur, Medler, Persler, Kommagene, Roma, Bizans, Emeviler, Abbasiler, Selçuklular, Artuklular, Zengîler, Eyyûbîler, Moğollar, Memlûkler, Dulkadiroğulları ve Osmanlılar hüküm sürmüş.” 1
 

IMG-20220821-WA0046.jpg

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

Bugün Adıyaman denilince akla her şeyden önce dünyanın yedi harikaları arasında gösterilen Nemrut Dağı‘nda bulunan anıtsal kalıntılar geliyor olsa da, Adıyaman genelinde başka antik alanlar da var ve farklı uygarlık katmanlarına ev sahipliği yapmış.

İşte bunlardan biri de asırlardır sessizce varlığını sürdüren Pirin Antik Kenti‘dir.
 

IMG_20220821_191245.jpg

Bilinen tarihi 2000 yıl öncesine kadar gidiyor. Bilinmeyen kısmı ise, belki daha eski olması kuvvetle muhtemel.

Bugün artık Adıyaman merkezle birleşen Pirin/Perre Antik Kenti, son bir iki yılda giderek daha fazla dikkat çekmeye başlamış.

Yıllardır eski kaya mezarları ve taş ocağı olarak bilinen alan binlerce yıllık derin uykusundan son zamanlarda uyanır gibi olmuş.
 

IMG_20220821_191143.jpg

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

Yapılan arkeolojik kazılarda buranın oldukça geniş bir alana yayıldığı görülüyor.

Alan sadece kaya mezarlarından ibaret değil. Zindan, su sarnıçları, tarımsal üretim sahaları, tören alanları, saray kalıntıları günümüze kadar ulaşmış.
 

IMG_20220821_192453.jpg

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

Değişik zamanlarda yapılan kazılarda ortaya çıkarılan kalıntılar, yıllardır toprak altında ve bir kısmı açıkta olan kaya mezarlarının bilinenden daha önemli antik bir yer olduğunu gösteriyor.
 

IMG-20220821-WA0028.jpg

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

Kayalara oyulmuş yapıların geneli göz önüne alındığında, buranın oldukça planlı, dönemine göre ileri bir imar planıyla inşa edildiği anlaşılıyor.

Kayaların müthiş bir işçilikle oyulmasıyla oluşturulan mekanlar kentin antik yapısını oldukça canlı bir şekilde yansıtıyor.
 

IMG_20220821_185806.jpg

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

Pirin antik dünyasında gezinirken insan bir anda geçmişe dalıyor, kendini antik dünyanın ortasında hissediyor.

Eski çağların melodileri taş yapılardan yankılanıyor, cenaze törenleri, matem havası beliriyor.
 

IMG-20220821-WA0036.jpg

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

Buralardaki mağaralar, taşın insan eliyle nasıl dönüştürebileceğine tanıklık ediyor.

Pirin Antik Nekrepolü’nde insanların mezarlarıyla iç içe yaşayıp, yaşamadığı konusu net olmasa da kayalara oyulan mezar odalarının bir ev konseptinde dizayn edilmesi, buranın da çok daha eski bir yerleşim yeri olma ihtimalini akla getiriyor.
 

IMG-20220821-WA0040.jpg

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

Kommagene‘nin beş büyük kentlerinden biri olan Pirin, yani resmi ismi ile Perre, M.S 325 yılında inşa edildiği düşünülüyor olsa da daha eskilere dayanan bir tarihi geçmişi olabilir.

Kentin bir geçiş güzergahı olduğu, kutsiyet bahşedilen bir yer olduğu yazılı kaynaklarda yer almış.

Malatya, Urfa ve başkent Samsato’a giden yolların kesiştiği yer olması nedeniyle önemli bir jeopolitik konuma sahip olduğu da anlaşılıyor.
 

IMG-20220821-WA0035.jpg

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

Önemli su kaynaklarına sahip olan kentin, aynı zamanda kervan ve savaşçı orduların geçiş yolları üzerinde olması da buranın önemini tarih boyunca artırmış.

Pirin Antik Kenti’nin yapıları incelendiğinde erken Helenistik özellikler gösterdiği anlaşılıyor.
 

IMG-20220821-WA0028.jpg

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

Pirin denilince nekrapol, yani kaya mezarları akla gelse de aslında toprak altında eski bir kent olduğu artık kesin olarak biliniyor. 
 

IMG_20220821_181035.jpg

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

İlginçtir ama buranın üç ismi var. Halk Pirin derken, arkeologlar nedense Perre demişler. Resmi ismi ise Örenli.

Şu an Büyük Pirin olarak bilinen yerleşim yerinin, antik kentin kalıntılar üzerinde inşa edildiği biliniyor.
 

IMG_20220821_180836.jpg

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

Yapılan son kazılarda Kommagene dönemini yansıtan bir saray kalıntısının ortaya çıkarılması, köyün tümden kazılma kararının alınmasına neden olmuş.

Köyde konuşulanlara göre, köy yakın bir zamanda boşaltılacak ve yeni yapılacak yerine taşınacak. 
 

IMG-20220821-WA0047.jpg

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

Mezopotamya’nın en sıcak günlerinin yaşandığı ağustos ayında akşamın son ışıklarında ziyaret ettiğim antik Pirin kentinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan kalıntıların hikayesini 80 yaşındaki Abuzer Demir’den dinlediğimde, geçmişle gelecek arasında gidip geldim.
 

IMG_20220821_192107.jpg

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

Pirin’de doğup, büyüyen Abuzer Demir, kalıntıların başında geçmişi özetlerken, şunlar zihnimde kalıyordu:

Ben kendimi bildim bileli köyün altında bir kentin olduğu söylenirdi. Bu nedenle köyün boşaltılacağı konuşulurdu. Yakın bir zamana kadar biz de söylenenleri dinler, yarım ağızla gülüp geçerdik. Ama sanırım bu kez iş ciddi. Yakın bir zamanda yeni bir köy inşa edilecek ve köy yeni yerine taşınacak. Birkaç ev satın alınıp, kazı yapıldı. Yapılan kazılardan sonra evlerin altında saray kalıntısı çıktı. Sarayın devamı ise içinde yaşadığımız evlerin altında.
 

IMG_20220821_191518.jpg

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

Büyük Pirin adıyla inşa edilen köyün geçmişi 300 yıl öncesine dayanıyor. Eski antik kentin üzerinde inşa edilen köyde bazı evlerin kesme lahit taşlardan yapıldığı görülürken, bu evlerin antik kentin taşlarından inşa edilme olasılığı var.
 

IMG-20220821-WA0041.jpg

Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

2000 yıllık geçmişin izlerini taşıyan Pirin/Roma Çeşmesi ise halen ilk günkü gibi akıyor. Buz gibi kaynak suyunun nereden, nasıl geldiği ise tam olarak bir sır.

Köyde yaşlıların anlatımına göre köyün altında üstü kapatılan devasa bir sarnıç ya da antik bir havuz var. 

Köyde nereye kazma vursan geçmişin izleri çıkıyor. Hani insanlar bazı yerler için topraktan tarih fışkırıyor derler ya, ha işte Pirin o yerlerden biri.

Kaynaklar:

1. Demirkent, 1977: 232
2. Wikipedia
3. Kültür Portal

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s