Emin Özmen, dünyanın en köklü ve prestijli fotoğraf ajanslarından Magnum’a aday fotoğrafçı seçildi. Özenle, sabırla ve istikrarla sürdürdüğü çalışmaları bu süreçle yeni bir ivme yakaladı. Türkiye’de ve yakın coğrafyasında yoğunlaştırdığı fotoğrafları artık adının yanında Magnum imzası da eklenerek dünyanın saygın basın yayın organlarında yer buluyor.
Emin Özmen “Türkiye’den aday gösterilen ilk fotoğrafçı olarak” yaşadığı tecrübeyi satır başlarıyla NOSTOS’la paylaştı.
MAGNUM’A ADIM ATMAK
Magnum fotoğrafçılarının bazıları ile uzun zamandır tanışıyorum. Özellikle Nikos Economopulos, Patrick Zachman ve Jerome Sessini ile yakın bir arkadaşlığımız gelişti son yıllarda. Ancak adaylığım ile ilgili ilk gelişme geçtiğimizi yıl Fransa, Perpignan’da yaşandı. Paolo Pellegrin ile meşhur La Poste meydanında bir sohbetimiz oldu. ‘Magnum’da birçok fotoğrafçı senin işlerini takip ediyoruz, devam et Emin’ dedi. Bu cümleyi o an için herhangi bir yere oturtmaya çalışmadım ancak bu ve bunun yanında söylediği cümleler gurur vericiydi. Aradan birkaç ay geçti Musul operasyonunu takip etmek üzere kuzey ırakta bulunuyordum. Yine Paolo Pellegrin ile tamamen tesadüf bir şekilde aynı cephede karşılaştık. Aynı cümleleri bu kez altını çizerek tekrarladı ve beni Paris’e davet etti. Magnum’a katılmak için başvurular herkese açık ancak üyelik sürecinin Magnum’un daveti ile gerçekleştiği biliniyor. Ocak 2017 de bu davet üzerine Magnum ofisine gittim. Bir grup Magnum fotoğrafçısı ile oturup işlerime göz gezdirdik, ve benim Magnum sürecim bu şekilde başlamış oldu. Mayıs sonuna kadar oldukça yoğun bir iletişim içerisinde portfolyomu oluşturduk, binlerce fotoğraf içinden fotografik bakışımı ifade eden 50 kareyi birlikte bir kenara ayırdık. Her yıl Londra, Paris veya Newyork’ta gerçekleşen yıllık olağan toplantılarında tüm Magnum fotoğrafçıları biraraya geliyor ve ajans ile ilgili her konu masaya yatırılıyor, varsa ajansa katılacak adayları belirliyorlar. Bu sene o masada adaylığı tartışılan on fotoğrafçıdan bir ben olmuş oldum. Adaylığınızın gerçekleşmesi için yüzde 51 oy gerekli. Ve sonuç olarak Enri Canaj, Cristina Del Midel ve ben Magnum’a aday olarak katılmış olduk.
MÜJDEYİ PAOLO PELLEGRIN VERDİ
Süreç bugüne kadar Magnum ailesine katılan tüm fotoğrafçıları için 70 yıldır aynı sistem ile devam ediyor. 2 senelik bir sözleşme yaptık ve bu süreç boyunca Magnum ajansı tarafından temsil edileceğim. Sahip olduğum haklar ajansın diğer tüm fotoğrafçıların sahip oldukları ile aynı. 2 yıl sonunda çalıştığım ana konulardan birini geliştirip tekrar masaya koymam bekleniyor, bu kez yüzde 66 oranında bir kabul görmeniz gerekiyor. Tamamdır derlerse associate oluyorsun ve aynı konuya 2 yıl daha devam etmen, geliştirmen bekleniyor. Ve toplam 4 yıl sonunda asıl üye oluyorsun. ‘Bu süreç hepimizin içinden geçtiği ve bizi daha iyi fotoğrafçılar haline getiren bir süreç’ – adaylığım anons edildiğinde Paolo arayarak bu cümleleri kurmuştu. Ajansa katılan fotoğrafçıların büyük bir kısmının en iyi işlerini bu dönemde yaptığı belirtti. İsimleri ve işleri çok kıymetli, saygı duyduğum bir çok fotoğrafçının yer aldığı bir aile Magnum. Ve ben henüz 32 yaşındayım, fotoğrafımın halen gelişmekte olduğunun farkındayım, bu süreç içerisinde onlardan öğreneceğim çok şey olacak. Fotoğrafımı daha iyi bir noktaya getireceğimden, daha derin ve etkili işler yapacağımdan eminim. Bu işlerle Magnum’a da katkı sunacağımdan şüphem yok.
ÇALIŞTIĞIM KONULARI GELİŞTİRECEĞİM
Birkaç yıldır üzerinde çalıştığım konular var, onları geliştirmeye çalışacağım. Ama özellikle hangisine ağırlık vereceğim şimdilik bende kalırsa daha iyi olabilir. Bu konuların dışında elimden geldiğince dünyada ve bölgede yaşanan yeni gelişmeleri takip etmeye devam edeceğim.
KEŞFETMEK İÇİN KEYİFLİ BİR YOLCULUK
Magnum benim için önemli bir eğitim oldu herzaman. Bugün 70 yılı geride bırakmış bir ajans. İkinci dünya savaşından bu yana dünyada yaşananların görsel bir arşivi. Tarihi ve fotoğrafı Magnum fotoğrafçılarının kaydettiği anlarla/tanıklıklarla öğrendim diyebilirim. Bir gün Magnum’a katılmak, evet belki bunu hayal etmişimdir, ancak bunu bir hedef haline getimedim hiç bir zaman, böyle bir çabam olmadı. Ve bu çaba ile gerçekleşen bir süreç değil zaten-davet edilmeniz gerekiyor. Benim gayem bölgede yaşanan önemli gelişmeleri olabildiğince yakın takip edebilmekti, bunu bazen kendi çabalarımla bazen beni destekleyen editörlerle, dergilerle yaptım – hepsine minnettarım. Bu çalışmalarımın Magnum’un dikkatini çekmiş olması tabiki çok önemli benim için. Ancak bildiğiniz gibi benim hedefim Le Journal’i hayata geçirmekti, ve LJ hem Türkiye hem bölge için bir ihtiyacın ürünüydü. Son 5 yıldır vaktim ve enerjimin büyük kısmını bu hayale harcadım. İyi işler yaptık, önemli bir dönemi belgeledik ve LJ’yi uluslararası düzeyde ciddi bir bilinirliğe kavuşturduk bugün. Belirtmem gerekir ki hem benim kişisel çalışmalarımda hem ajansın gelişiminde özellikle son iki yıldır Cloe Kerhoas’ın bilgi ve birikiminin çok etkisi oldu. Şimdi Le journal kendi ayakları üzerinde-kendi hedefleri yönünde ilerlemeye devam edecek. Ben ise Magnum ile biraz daha farklı ama aslında aynı dünyayı yeniden keşfetmek üzere keyifli bir maceranın içinde olacağım. Bu çok heyecan verici ve motive edici bir olay benim için.
Kaynak:http://www.nostosphotos.com/detay/emin-ozmenle-magnum-yolunda