200 metrede altın ve bronz madalya kazanan Amerikalı iki siyah atletin, Tommie Smith ve John Carlos’un siyah deri eldivenli yumrukları havada, başları önde posteri yıllarca dünya genelinde hümanist çevrelerin hayal dünyasını ve oda duvarlarını süsledi.
Ben eyleminizi destekleyeceğim, bana sadece ne yapmam gerektiğini söyleyin…
Geçmişi antik çağlara dayanan ve günümüzde dünyanın en kapsamlı spor organizasyonu olarak kabul edilen Olimpiyat Oyunları’nın tarihinde başarı hikayeleri, dünya rekorları, doping skandalları ve tabii ki hayal kırıklıkları vardır. Ancak olimpiyat oyunları hiçbir zaman sadece spor müsabakalarından ibaret olmamıştır. Olimpiyat organizasyonun gerçekleştirildiği şehir ve zamana bağlı olarak gerçekleşen çeşitli toplumsal olaylar da çok defa olimpiyatların gündemine oturmuş, bunlardan bazılarıysa hafızalarımıza kazınmıştır.
1960’lı yıllar Dünya genelinde büyük devrimci ayaklanmalara, kitlesel grevlere, boykotlara ve sokak eylemlerine sahne olmuştur.
Bu yıllar aynı zamanda Amerika’da siyahi vatandaşların baskıya, ırkçılığa ve sömürüye karşı verdikleri mücadelenin en ateşli zamanlarıdır. Önce 1965 yılında siyahi lider Malcolm X, New York’ta bir toplantı salonunda öldürülmüştür. Bu saldırıdan 3 yıl sonra 1968’de siyahilerin hak mücadelelerinin bir başka lideri Martin Luther King, uğradığı suikast sonucunda öldürülmüştür. Cinayete kurban gitmeyen veya hapse atılmayan Afro-Amerikalıların büyük çoğunluğu da zaten yoksul mahallelerde, kötü koşullar altında bir hayat sürmektedir.
ABD’de yaşanan bu olayların elbette 1968 Meksika olimpiyatlarına katılacak atletizm takımında da bir yansıması olacaktır…
Çünkü ABD hükümetinin bu olimpiyatlarda atletizm dalında madalya beklediği en önemli sporcular da siyahidir. O siyahi vatandaşlar ki ABD’de yokluk ve sefalet içinde yaşıyor, hak arama mücadeleleri şiddetle ve zorla bastırılıyor, cinayetlerin ve mahkumiyetlerin gölgesinde var olma mücadelesi veriyorlardı.
1968 Mexico City Olimpiyat oyunları tüm dünyada yaşanan böylesine sarsıcı olayların gölgesinde gerçekleştirilirken 200 metre finali koşuldu.
Amerikalı siyahi atletler Tommie Smith ile John Carlos birinciliği ve üçüncülüğü alırken, ikinci sırayı Avustralyalı atlet Peter Norman kazandı.
200 metre yarışının birincisi Tommie Smith ve üçüncüsü John Carlos’a göre dünyanın dikkatini Amerika’da ikinci sınıf insan muamelesi gören siyahilerin sorunlarına çekmek için tüm dünyanın izlediği olimpiyat oyunlarından daha uygun bir fırsat olamazdı. Ama nasıl?
Madalya töreni için bekledikleri sırada, Carlos, Peter Norman’ın yanına gelerek sorar:
– İnsan haklarına inanıyor musun?
– Evet, inanıyorum.
– Peki ya Tanrı’ya?
– Bütün kalbimle…
Bunun üzerine, iki siyah atlet kafalarındaki eylem planını Norman’a açıklamışlar, Norman tereddütsüz:
– Ben eyleminizi destekleyeceğim, bana ne yapmam gerektiğini söyleyin! Cevabını vermişti.
Planlarını ödül töreninde isimleri anons edildiğinde uygulamaya karar verdiler.
John Carlos siyah eldivenlerini Olimpiyat köyünde unuttuğu için Norman onlara protestoda kullanacakları eldivenlerden birini Smith’in diğerini Carlos’un giymesi gerektiğini söyler, yani tek bir çift eldiven iki atlet arasında paylaşılacaktır.
İsimleri anons edildiğinde Smith ve Carlos ayakkabılarını çıkarır, kürsüye doğru yalın ayak yürürler…
Amerikan Milli Marşı çalmaya başladığında ikisi de kafalarını öne eğer, gözlerini yere diker ve siyah eldiven taktıkları ellerini yumruk yapıp göğe doğru kaldırarak; gururlu, cesur ve devleşmiş birer sütun gibi öylece dururlar.
Bu sırada ikincilik kürsüsünde bulunan Peter Norman da göğsüne “İnsan Hakları İçin Olimpiyat Projesi Hareketi” kokardını takmış ve bu protestoya destek vermiştir.
O yıllarda bir beyaz için böylesine bir protestoya destek olmak inanılmaz cesaret gerektiren bir iştir. Çünkü aynı dönemde Avustralya da tıpkı ABD’nin siyahi vatandaşlarına yaptığı gibi Aborjinlere karşı ikinci sınıf insan muamelesi yapmaktadır. Bu nedenle Avustralya Norman’ın bu protestoya destek vermiş olmasına karşıdır.
Marş boyunca Smith ve Carlos’un yoksullu sembolize eden çıplak ayakları, siyahilerin başkaldırısını anlatan siyah eldivenleri, mutsuzluğu anlatan yere dikilmiş bakışları ve yanlarındaki dostluğu ve eşitliği sembolize eden beyaz arkadaşlarıyla 68 yılının unutulmaz görüntülerinden biri olarak hafızalara kazınırlar.
Bu protesto eylemi olimpiyatları bile gölgede bırakır, dünya genelindeki tüm gazeteler yumrukları havada siyah atletlerin unutulmaz fotoğrafını birinci sayfadan verir…
Milyonlarca insanın gözleri önünde yapılan bu eylem bir hayli ses getirir.
Seslerini tüm dünyaya en etkili şekilde duyurmuşlardır ama bunun acısını hemen çekmeye başlarlar. O günden itibaren bu üç büyük sporcunun hayatları men edilmelerle, cezalarla, olimpiyat köyünden kovulmalarla geçecektir. Carlos ve Smith ertesi gün olimpiyat köyünden uzaklaştırılır. Ülkelerinde bir kesimin coşkusu bir kesimin nefretiyle karşılanırlar. Norman içinse hayat çok daha zor olmuştur. Her üçü de tehditler almışlar, her üçünün evlilikleri de bu sıkıntıları aşamamış ve boşanmayla sonuçlanmış, her üçünün de spor hayatları dolaylı olarak sona ermiştir. Ancak yaşadıkları süre boyunca sporculardan hiçbiri yaptıkları protesto eyleminden pişmanlık duymaz ve arkasında durmaktan vazgeçmez.
İki Amerikalı ve bir Avustralyalı ‘lanetli’ atletin o gün başlayan ‘eylem kardeşliği’ ve dostlukları ömür boyu sürer.
Aradan geçen 38 yıl boyunca, yazışmışlar, buluşmuşlar ve görüşmeye devam etmişlerdir.
Üçlü son olarak 9 Ekim 2006 tarihinde 64 yaşında kalp krizinden ölen Peter Norman’ın cenazesinde bir araya gelir.
Peter Norman’ın tabutunu en önde omuzlayan iki isim Tommie Smith ve John Carlos’tur. Cenaze töreninde Tommie Smith, Norman’ın ailesine dönerek şunları söyler: “Peter Norman, doğru olanın hiçbir zaman yanlış olmayacağına inanan bir adamdı. Her zaman benim dostum olarak kalacaktır. Bu ruh hiç ölmeyecek. Siz de bu kaya gibi sağlam miras ile yaşayacaksınız
Melbourne’de yapılan cenaze töreni. ‘Onurlu beyaz atlet’ Peter Norman’ın tabutu, Tommie Smith (solda) ve John Carlos’un omuzlarında.
Alıntı:https://biacaip.com/1968-olimpiyat-oyunlarinda-havaya-kalkan-iki-siyah-yumrugun-hikayesi/