Siyaset kazanında ne kaynıyor?
Bir aydan fazladır her gün bir şeyler yazıyorum. Gündemi yakaladım derken, yeni bir tartışma başlıyor, yazdıklarım bana eskimiş geliyor…Bu nedenle uzun süredir yazımı değiştirmedim. Değiştirmek istemedim. Baharın büyülü havasını bozup, siyasetin puslu ve hardal kokulu havasına dönmek istemedim.. Ama gelinen nokta da, siyaset yaşantımızın bütün yönlerini etkilemiş durumda. Baskın seçim havası, e-darbe tartışmaları ve Cumhurbaşkanın halk tarafından seçilmesi siyaset kazanını ısıtırken, DTP de bağımsız adaylarla seçime girme kararı aldı. Karardan hemen sonra, AKP baskın bir kararla bağımsızların adları da oy pusulasına yazdırma kararı aldı.Cumhurbaşkanı Sezer’in de bunu onaylayacağı tahmin ediliyor. Yani meclis, DTP’nin yüksek baraj nedeniyle, seçimlere bağımsız girmelerinin de önünü kesilmek isteniyor. Yaralı demokrasimiz ,yeni bir yara alıyor böylelikle.
Siyaset kazanı ısınırken, Urfa Sokakları yepyeni bir çalışma ile tanıştı. Yakında doğal gaz geliyor. Bir süre önce asfaltlanan yollar yeniden kazılıyor. Ortalık toz, duman. İnsan ister istemiz düşünüyor. Yahu bu devlet neden bu kadar parçalı?
Belediye su ve kanalizasyon için asfaltı kırar, Telekom, TEDAŞ kablo için asfaltı söker, müttehitler inşaat yaparken asfaltı bozar… Olan vatandaşa olur. Toz duman içinde gidip, gelme, bu tozları yutma bir yaşam biçimi haline gelir. Peki bu işleri daha önceden düşünmek kimsenin aklınıza gelmez mi? Doğal gaz gelene kadar yeni bir enerji çeşidi için hat döşenirse hiç şaşmam. Çünkü üç beş yıldır kömürlü kaloriferle tanışan Urfa, daha işin başındayken yeni bir yakıtla karşıya.
Neyse hadi hayırlısı. Doğalgazı dört gözle bekliyoruz.
Dikkatimi çeken başka bir şey var. Belediye gerçekten park alanlarını çoğaltmak için çaba gösteriyor. Yalnız neden geniş yapraklı ağaç dikmiyor, anlayamadım. Laleler bulvarları güzelleştirdi, ama ömürleri azdı. Bu nedenle bulvarlarda çiçekli, geniş yapraklı, gölgesi çok ağaç yetiştirmek neden akıllara gelmez anlayamadım. Oysa kaldırımlar ağaç dikimini bekliyor… Her iş yerinin önünde gölgeli, yemyeşil bir ağaç neden olmasın ki?
Çınar, kestane, ceviz ve daha farklı yemyeşil ağaçlar….
Geçen yazılarımda, bu bahar Cumhurbaşkanı seçilecek demiştim. Fena halde yanılmışım. Şimdi meclis koşar adım seçime gidiyor. Cumhurbaşkanı ne zaman seçilecek, onu bilmeme imkan yok.
Ya yeni mecliste 367 bulamazsa ne olacak?
E-Darbe’nin bildirisinde bu unutulmuş zannedersem.
Neyse bence biz zamanı geri aldık. Kenan Evren darbe yaptığında çok zahmet çekti. Tanklar, helikopterler, panzerler günlerce darbenin gücünü göstermek için çalışır vaziyette ülkenin sokaklarında gezindi. Başta Kenan Evren ve arkadaşları dur durak bilmeden kendi haklılıklarını anlatmak için çaba harcadılar. Meydanlarda 12 Eylül’ü savundular. Yoruldular, ter döktüler. Anlamayanları darağaçlarına çekerek, “yormayın bizi be “diyerek, işin içinden çıkmaya çalıştılar. Nitekim Kenan Evren Devlet Başkanı ve daha sonra Cumhurbaşkanı olarak, görevini tamamladı. En çok imam hatibi açan Kenan Evren’di, şimdi bu okulların mevcudiyeti darbe bildirilerine konu oluyor. İlginç. İnsanın inanası gelmiyor, ama haddi öyle olsun…
12 Eylül 1980 yılı üzerinden 27 yıl geçti. Çok şey değişti. Şükür tanklar yürümüyor. İnternet bu görevi daha sessiz ve hızlı yapıyor.
Bir çift lafım da AKP’ye. Demokrasi bir gün size de lazım demiştik. Dediğimiz için de sürgün olmuştuk. Şimdi demokrasi en çok size lazım. Ezici çoğunluğa rağmen mecliste bir şey yapamadınız. Ha bire müdür değiştirdiniz, kadrolaştınız. Ama sonunda geldiğiniz nokta çıkmaz bir sokak. Oysa demokrasi konusunda önlem alsaydınız, devletin bütün kurumlarını demokratikleştirseydiniz, şimdi böyle olur muydu?
Çok geciktik ama olsun. Zararın neresinden dönülürse kârdır, hadi bu anti demokratik seçim barajını düşürün. Düşürün ki, gelecek meclis kör döğüm olmaktan kurtulsun.
Benden söylemesi. Urfa’da sadece İsot muhabbeti ve sıra gecesi konuşulmuyor. Siyaset de konuşuluyor, birileri duysun diye.
2007 Mayıs/Urfa