14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak olan genel seçimlerde Yeşil Sol Partiden İstanbul 3. Bölge aday adayı olmak için HDP üzerinden başvuru yaptım. Neden adaylık, neden İstanbul diye soranlar olacağından dolayı kısaca açıklama gereği duyuyorum. Biliyorum ki bir çok arkadaş, dost ve akrabam bu soruyu soracak.
İnsan bazen meseleyi anlatmak için bir iki cümle kullanır, bazen uzun cümleler dizer ve kendini ifade eder. Kimisi edebi bir dille bunu başarır, kimisi siyasal vurgularla meseleyi ortaya koyar. Yani mesele, yol yöntem sorunu olduğundan tercih öne çıkar.
Ben de kendimce pragmatik bir yol ve yöntem deneyerek kendimi anlatmaya çalışacağım. Umarım kendimi anlatır, size cevap olurum.
Her şeyi bilen birisi değilim. Eksikliklerimle ortadayım. Doğru ve iyi olana sıcak bakar, gerekmedikçe katı tutumlardan kaçınırım. Bu benim yaşam felsefem. Diyaloga önem verir, iletişim kanalarını hep açık tutarım. Gerektiğinde ise tereddütsüz kapıyı kapatırım.
Bu belirlemeler çerçevesinde güncele dönersek, bize biçilen deli gömleğini reddediyor, daha yaşanılır bir yaşamı hak ettiğimizi düşünüyorum. Çabam ne heybetlidir, ne de basit. Olması gerektiği gibidir. Ne fazla, ne de eksik. Kendim için ne düşünüyorsam, başka insanlar için de aynı talepleri savunuyorum. Hümanist olmayı onur sayar, bu çerçevede yol alırım.
İnsan olarak yaşadığım toplumdan bağımsız değilim. İç içe, sorunlarıyla haşır neşir olan birisi olarak sürece dahil olmayı da onur sayıyorum.
Ve biliyorum ki bir çoğumuz siyasetçiden, siyasal kurumlardan mustaribiz. Seçim süreçlerinde ortaya konulan düşüncelerin büyük kısmının, seçim sonrası buharlaştığını biliyor, tanık oluyoruz. Merkez sağ ve merkez sol ya da klasik devletçi siyasi anlayışların bunu bir yöntem haline getirdiği açık seçik ortada. Oysa en ilkeli davranması gereken siyaset kurumudur. Söylenen söz havada kalmamalı. Gerçeklere sırtını dönen siyasetten topluma hayır gelmez. Ne tek adam rejimi, ne de çoğunluk yönetimi doğrudur. Doğru olan ise Demokratik Rejimdir. Haklardan tasarruf etmeyen, insan hakları evrensel bildirgesinde anlam bulan ilkeleri hayata geçiren; insana, doğaya, emek ve dezavantajlı gruplara dayanan bir yapı esas alındığında hayat anlamlı olur. Yok saymayan, var olanların yaşam alanlarını genişleten gerçekliğe göre bir sistematik kurup, demokratik çözümü esas alan bir rejim inşa etmeliyiz diye düşünüyorum. Yani iktidar odaklı değil, hak ve özgürlük temelli düşünüp, hayatı kolaylaştırmanın yollarını bulmalı ve en geniş anlamda demokratik rejimi güçlendirme yoğunluğuna girmeliyiz.
Bu belirlemelerden sonra neden aday adayı olduğumu kısaca sizinle paylaşmak isterim.
- Her şeyden önce ben bir KHK’lıyım. Yedi yıldır uygulanan bu zulüm rejiminin bütün boyutlarıyla ortadan kaldırılmasını istiyor, bunun için mücadele ediyorum. Bize reva görülen bu hukuksuzluğun çöpe atılması için aday adayıyım. Biliyorum ki çok sayıda kişi, aile bu KHK zulmünden nasibini almış. İşini kaybedenler ucuz iş gücü olup, ekonomik hayata katılıyorlar. İş bulamayanlar, inşaat ve ağır işlerde çalışanlar iş kazalarına kurban giderken, bazılarının intihar ettiğini de biliyorum. Oysa adil bir yargılama ve adalet olsaydı eminin bunların hiç biri olmayacaktı. Dolayısıyla yaşadıklarım, yaşadıklarımız için aday adayıyım.
- Bu ülkede maalesef köklü bir demokrasi yok. Her şeyden önce demokratik bir rejim için aday adayıyım. Herkesi kucaklayan, kendi doğrusunu başkalarına dayatmayan bir rejim için aday adayıyım. Ne ben kimseden üstünüm, ne de kimse benden üstün. Anayasa eşit yurttaşların ortak sözleşmesidir. Hiçbir din, hiçbir kültür, hiç dil üstün olma hakkına sahip değil. İnsanların tercihleri kendisini bağlar. Tercih ve inançlarından dolayı kimse ötekileştirilemez. Bu anlayış ve düşünceyi hayata geçirmek için aday adayım.
- Demokratik bir çalışma yaşamı için aday adayıyım. İşsizliğin, ucuz iş gücünün, modern köleliğin ortaya çıkardığı sonuçları deşifre etmek, işçi ve emekçiden yana bir mücadele ağı örmek için aday adayıyım.
- Ve tabii ki en acil mesele olan Kürt Sorununun demokratik çözümü için katkı sunmak ve barış kül türünün yerleşmesi adına mücadele etmek için aday adayıyım.
- İstanbul ikinci memleketim sayılır. Gençlik yıllarımdan beri gidip geliyorum. Çok sayıda arkadaşım, yoldaşım, dostum ve akrabam orada yaşıyor. İşçi emekçi yoğunluğu var. Sendikalar, hak örgütleri, basın merkezleri İstanbul’da. Sokaklarında yürüdüğümde Siverek, Gerger, Çermik, Pütürge’yi görüyorum. Sirkeci Adıyaman, Urfa, Antep ve Diyarbakır gibi. Edebiyatın, entelektüel yapının, aydınların sığınağı. Kadim bir kent. Kültür başkenti. Bu nedenle İstanbul 3.Bölge’den aday adayıyım.
Selam ve saygılarımla…

